Coğrafya

COĞRAFİ KONUM
ÖZEL KONUM
Herhangi bir noktanın dünya üzerinde kapladığı alana coğrafi konum denir
Herhangi bir yerin kıtalara, denizlere, dağ sıralarına, boğazlara ,komşu ülkelere, ulaşım yollarına, yer altı ve yerüstü kaynaklarına göre olan konumu ve yükseklik değerleri özel konumudur.
ÖZEL KONUM ÜLKELERİN; jeopolitik konumunu, iklimini, nüfusun dağılışını, yerleşme şartlarını ,turizm faaliyetlerini, ulaşım imkanını, ekonomik faaliyetlerini etkiler. 
TÜRKİYE'NİN ÖZEL KONUMU VE SONUÇLARI  
  • Türkiye Asya, Avrupa ,Afrika kıtalarını birbirine bağlayan önemli bir kavşak noktasında kurulmuştur.
  • Asya –Avrupa arasında bir köprü durumundadır.
  • Stratejik önemi olan boğazlara sahiptir.
  • Petrol bakımından zengin ülkelere komşudur.
  • Asya Avrupa arasındaki en önemli ticaret ve ulaşım yolları Türkiye’den geçer.
  • Ortalama yükseltisi fazladır ve engebelidir. Bu durum tarım, nüfus, sanayi, ulaşım ve yerleşmeyi etkiler.
  • Türkiye’nin gerçek yüzölçümü 814.578 km² , izdüşüm yüzölçümü ise 779.452 km² dir. Aradaki fark ülkemizin engebeli olmasından kaynaklanır.
Not
Bir yerin gerçek yüzölçümü ile izdüşüm yüzölçümü arasında fark fazla ise  o yer engebelidir (Doğu Anadolu, Karadeniz ve Akdeniz Bölgelerinde olduğu gibi). Fark az ise  düzlüktür (Marmara, İç Anadolu ve G.Doğu Anadolu bölgelerinde olduğu gibi).
MATEMATİK KONUM
Matematik Konum: Bir yerin enlem ve boylamlara göre dünya üzerindeki yeridir. Bir başka ifade ile Ekvator’a  ve Greenwich ‘e göre konumudur.
Bir yerin matematik konumu ifade edilirken en uç noktalar ifade edilir.
Örneğin: Türkiye 36° -42° kuzey enlemleri (paralelleri) ile 26°-45° doğu boylamları (meridyenleri) arasındadır.
 PARALELLER
  • Ekvatora paralel olarak 1°lik açı aralıklarıyla çizildiği varsayılan dairelerdir.
  • Başlangıç paraleli Ekvator'dur ve en büyük paralel dairesidir (40.076km). Dünyanın şeklinden dolayı Kutuplara gidildikçe çevre uzunlukları azalır.
Ekvator: 40 076 km
30º       : 34 700 km
60º       : 20 000 km
  • Kutuplara eşit uzaklıktaki noktaların birleştirilmesiyle elde edilen hayali çembere Ekvator denir. Ekvator yerküreyi Kuzey Yarımküre ve Güney Yarımküre olmak üzere iki eşit yarımküreye böler.
  •  90 tanesi Güney, 90 tanesi Kuzey Yarımküre'de olmak üzere toplam 180 tanedirler.
  • İki paralel arasındaki uzaklık  her yerde 111 km dir. 
  • Paralellerin derecesi kuzey ve güneye doğru artar.
  • Ekvator’la dönenceler arasında kalan paralellere alçak enlemler; dönenceler ile kutup daireleri arasında kalan enlemlere orta enlemler, kutup daireleri ile kutup noktaları arasında kalan enlemlere ise yüksek enlemler  adı verilir.




Bazı paraleller özel isimler alırlar.
0° paraleli Ekvator
23° 27’ kuzey paraleli Yengeç Dönencesi
23° 27’ güney paraleli Oğlak Dönencesi
66° 33’ kuzey paraleli Kuzey Kutup Dairesi
66° 33’ güney paraleli Güney Kutup Dairesi
90° kuzey paraleli Kuzey Kutup Noktası
90° güney Paraleli Güney Kutup Noktası
PARALEL FARKI İLE UZAKLIK HESAPLAMA
Paralel farkı ile uzaklık hesaplanabilmesi için bize verilen merkezler aynı meridyen üzerinde olmalıdır. Farklı meridyen yaylarında olduğunda açı farkı ortaya çıkar ve iki paralel arası 111 km den daha fazla olur.
Paralel farkı bulunurken verilen merkezler aynı yarımkürede ise büyük olan enlem derecesinden küçük olan çıkarılır. Farklı yarımkürede olurlarsa enlem dereceleri toplanır.




A-B=? 50-20=30 paralel farkı
30 x 111= 3330 km
B+D=? 20 +15=35 paralel farkı
35 x 111=3885 km
ENLEM VE ETKİLERİ
ENLEM: Yerkürede herhangi bir noktanın ekvatora olan uzaklığının açı cinsinden değeridir.
  • Güneş ışınlarının düşme açısı kutuplara doğru küçülür. Işınların atmosferdeki yolu uzar. Tutulma artar ve sıcaklık ta kutuplara doğru azalır.
  • Denizlerin sıcaklığı ve tuzluluğu kutuplara doğru azalır.
  • İklim ve bitki örtüsü kutuplara doğru değişir.
Not
Enlem farkı arttıkça iklim ve bitki çeşitliliği artar. KYK’de görülen iklim ve bitki türlerinin benzeri GYK’de görüldüğü için iki yarımkürede uzanan alanlardan sadece birisi alınır.. Özellikle iklim ve bitki çeşitliliği Ekvatoral ve Kutup kuşağı arasındaki geçiş özelliği taşıyan Orta kuşakta artmaktadır.
  • Tarımın yükselti sınırı, toktağan kar sınırı (Daimi kar sınırı), Orman üst sınırı ve yerleşme sınırı  kutuplara doğru azalır.
  • Akarsuların donma süresi kutuplara doğru uzar.
  • Gece gündüz arasındaki zaman farkı kutuplara doğru artar.
  • Dünyanın çizgisel dönüş hızı kutuplara doğru azalır.
Aynı Enlem Üzerindeki Merkezlerde Ortak Özellikler
  • Ekvatora ve kutuplara eşit uzaklıktadırlar.
  • Güneş ışınlarını aynı açıyla alırlar.
  • Gece- gündüz süreleri birbirine eşittir.
  • Dünyanın çizgisel dönüş hızı aynıdır.
  • Aynı iklim kuşağındadırlar. Fakat aynı iklim özelliği görülmeyebilir (özel konumdan dolayı).
  • İki meridyen arasındaki mesafe aynıdır.
  • Aynı tarihlerde aynı mevsim yaşanır
MERİDYENLER  
Paralelleri dik olarak kesen ve kutuplarda birleşen hayali dairelere meridyen daireleri  denir 
  • Başlangıç meridyeni Greenwhic’ tir. Greenwhic’in 180 batısında ve  180 doğusunda olmak üzere 360 tane meridyen yayı vardır.
  • Her meridyen yayını bütünleyen diğer meridyene anti meridyen denir. Doğu meridyenlerinin karşısında batı meridyenleri vardır. ikisinin dereceleri toplamı 180 dir.
  • Kutuplarda birleştiklerinden;
a) Aralarındaki uzaklık Kutuplara gidildikçe azalır. Bundan dolayı aynı mesafe doğu-batı yönünde gidildiğinde Ekvatora yakın yerlerde geçilen meridyen sayısı azdır.




İki Meridyen arası uzaklık
0° Ekvator:  111 km
30° enlemi:     96 km
40° enlemi:     85 km
60° enlemi:     55 km
80° enlemi:     19 km
90° enlemi:       0 km
b) Boyları birbirine eşittir.
  • İki meridyen arasındaki yerel saat farkı her yerde 4 dakikadır. Dünya’nın kendi ekseni etrafındaki bir tam dönüşünün 24 saat olmasından dolayı   24x60 = 1440 dak. 1440/360 = 4 dak.).
Not
Meridyenler arasındaki uzaklık kutuplara doğru azalmasına rağmen yerel saat farkı aynıdır. Bu durumun sebebi, çizgisel hızın kutuplara doğru azalmasıdır.
  • Aynı meridyen üzerindeki bütün noktalarda yerel saat aynıdır. Ayrıca  21 Mart-23 Eylül günlerinde de güneş aynı anda doğar ve batar.
BOYLAM VE ETKİLERİ
 Boylam: Herhangi bir noktanın başlangıç meridyenine olan uzaklığının açı cinsinden değeridir.
Boylamın tek etkisi yerel saat farkları oluşturmasıdır.
YEREL SAAT HESAPLAMALARI  
 Yerel Saat: Bir yerin kendine özgü saatidir. Güneşin ufuk çizgisindeki konumuna göre belirlenir. Güneş ufuk çizgisinde en yüksek konuma geldiğinde o yerin yerel saati 12:00 dır. Cismin gölgesi en kısadır.   Yerel saat güneş saati ile tespit edilir.
Dünyamız kendi ekseni çevresinde batıdan doğuya doğru döndüğü için aynı enlem üzerindeki merkezlerden doğudaki bir merkezde güneş erken doğar, erken batar.
Batıdaki bir merkezde ise geç doğar geç batar. Bunun sonucunda doğudaki bir merkezin yerel saati her zaman daha ileridir.
A-B=?
25-10= 15° Meridyen farkı
15x4= 60 dk= 1 saat  
B+E=?
10+8= 18° Meridyen farkı
18x4= 72dk=1:12
GÜNEŞİN DOĞUŞ VE BATIŞI
Dünyamız ekseni çevresinde batıdan doğuya doğru döndüğünden güneş doğudaki merkezlerde erken doğar erken batar.
Soru
Güneş, 21 Mart’ta 44º D meridyenindeki Iğdır’da 04:20 de doğduğuna göre, 29º D meridyenindeki İstanbul’da aynı gün saat kaçta batar?
 

ULUSAL SAAT (ORTAK SAAT)
Bir  ülkenin kendisine en uygun meridyenin yerel saatini, bütün ülke sınırları içerisinde geçerli hale getirmesiyle oluşan saate ulusal saat veya ortak saat denir. 
Rusya , Kanada, Çin, ABD, Brezilya, Hindistan ve Avustralya gibi doğu batı yönünde geniş alan kaplayan ülkelerde birden fazla ortak saat kullanılmaktadır.
Saat farklılıklarından ortaya çıkan karışıklıkları önlemek amacıyla uluslararası saat ayarlamalarına gidilmiştir. Bunun için dünyamız 15°' lik meridyen yayları şeklinde 24 saat dilimine ayrılmıştır. Her saat diliminde de tam ortadan geçen meridyenin yerel saati ortak kabul edilmiştir. Saat dilimlerinde de başlangıç olarak Greenwich'in 7°30' doğusu ile 7°30' batısı kabul edilmiştir.
Türkiye, ikinci ve üçüncü saat dilimlerinde yer almaktadır. Güneş ışığından daha fazla faydalanarak enerji tasarrufu sağlamak için ileri ve geri saat uygulaması yapmaktayız.  İlkbahar-yaz dönemlerinde ileri (45° Doğu meridyeni-Iğdır), sonbahar-kış dönemlerinde geri saat (30° Doğu meridyeni -İzmit) uygulaması yapılmaktadır
TARİH DEĞİŞTİRME ÇİZGİSİ
Tarih değiştirme çizgisi olarak 180° meridyeni kabul edilir. Bu meridyenin doğu tarafında batı meridyenleri, batı tarafında ise doğu meridyenleri bulunmaktadır. Dolayısıyla  batısında bir gün ileri, doğusunda ise bir gün geridir.
Not
Tarih değiştirme çizgisi ve saat dilimleri ülke sınırlarına göre çizildiğinden meridyenlere tam uygun olarak uzanış göstermezler. Girinti-çıkıntı oluştururlar.
TÜRKİYE'NİN MATEMATİK KONUMU VE SONUÇLARI
  • Kuzey Yarım Küre'de ılıman iklim kuşağındadır.
  • Dört mevsim belirgin olarak yaşanır. (orta kuşakta olduğunu gösterir)
  • Güneş ışınları hiçbir zaman dik açıyla düşmez.
  • Yurdumuzda bir cismin gölgesi bütün yıl kuzeye düşer. (kuzey yarım kürede olduğunu gösterir)
  • Güney kıyılarımızın sıcaklığı kuzey kıyılarımızdan yıllık ortalamada 7-8°C daha yüksektir. (kuzey yarım kürede olduğunu gösterir)
  • Akdeniz'in tuzluluk oranı Karadeniz'den daha yüksektir. (kuzey yarım kürede olduğunu gösterir)
  • Kışın görülen yağışlar cephesel kökenlidir. (orta kuşakta olduğunu gösterir)
  • Yurdumuza kuzeyden esen rüzgarlar sıcaklığı düşürürken, güneyden esenler artırır. (kuzey yarım kürede olduğunu gösterir)
  • Deniz turizmi en erken Akdeniz Bölgesi'nde başlar. (kuzey yarım kürede olduğunu gösterir)
  • Yıl içinde en uzun gündüz ve gece yurdumuzun kuzeyinde yaşanır. (kuzey yarım kürede olduğunu gösterir)
  • Doğusu ile batısı arasında 19°'lik boylam farkı vardır.    Bunun sonucu olarak 76 dk.lık yerel saat farkı vardır (19x4=76 dk.). 





    HARİTA BİLGİSİ (KARTOĞRAFYA)
    HARİTA
    • Kuşbakışı görünümün
    • Ölçekli
    • Düzleme aktarılmasıdır.
    Uyarı!
    Yeryüzünün bir bölümünün kuş bakışı olarak çizilmesiyle elde edilen şekillerin harita özelliğini taşıyabilmesi için, çizimin belirli bir ölçek dahilinde yapılması gerekir.
    KROKİ
    • Kuşbakışı görünümün
    • Kabataslak (ölçeksiz)
    • Düzleme aktarılmasıdır.
      
    Uyarı!
    Dünya haritaları,  yer şekillerinin biçimini gerçeğe tam uygun olarak göstermez. Alan , açı, uzunluk bozulmaları meydana gelir. Sebebi: Küre şeklindeki bir yüzeyin düzleme aktarılmış olmasıdır. Haritalardaki bozulma Ekvator'dan Kutuplara doğru artar.
    PROJEKSİYON YÖNTEMLERİ
    Haritalardaki bozulmaları en aza indirebilmek için bazı yöntemler geliştirilmiştir. Bunlara projeksiyon ya da izdüşüm yöntemleri denir.
    1.Silindir Projeksiyonu
    Ekvator ve çevresini gerçek alanı ile haritaya yansır. Buna karşılık Kutuplara doğru bozulma artar. Alan bozulur ancak şekil korunur. Deniz ve hava ulaşımında kullanılır.
    2.Düzlem Projeksiyonu
    Dar sahalarda büyük ölçekli haritaların çiziminde kullanılır. Haritanın orta kısmı gerçeğe yakınken, kenarlara doğru bozulma artar. Bu yöntemde açılar korunurken, şekil ve alan bozulmaları olur.
    3. Konik Projeksiyon
    Orta enlemlerde yer alan bölgeleri gerçeğe daha yakın gösterir. Bu yöntemle çizilen haritalarda şekiller bozulur, ancak alanlar korunur.  
     
    Uyarı!
    Bir yerin gerçek yüzölçümü yükseklik ve çukurluklar dikkate alınarak hesaplanır. İzdüşüm yüz ölçümde ise her yer düzlük kabul edilir.
    Bunun sonucu olarak bir yerin gerçek yüz ölçümü ile izdüşüm yüzölçümü arasında fark büyük ise o yer engebeli, fark az ise düzlüktür. Fark Doğu Anadolu Bölgesi’nde en fazla iken, Marmara Bölgesi’nde en azdır.
    Harita Çiziminde Dikkat Edilecek Hususlar
    • İlk olarak haritanın  kullanım amacı belirlenmeli ve amaca uygun konu başlığı konulmalı
    • Küçültme oranı (ölçek) belirlenmeli.
    • Enlem ve boylam gösterilmeli.
    • Eğer alan küçük  ise yön işareti konulmalıdır.
    • Lejant belirtilmeli
    • Lejant: Haritalarda kullanılan işaret  ve renklerin ifade edildiği tablodur
    • Çizim yöntemi belirlenmeli.
    HARİTA ÇEŞİTLERİ
    A-Konularına Göre Haritalar
    1.Genel Haritalar
    Yaygın olarak kullanılan atlas ve duvar haritaları genel haritalardır. Başlıcaları;
    a-Fiziki haritalar: Yer şekillerini gösteren haritalardır.  Sadece bu haritalardan yaralanarak; profil çıkarılabilir ve yükseltiler tespit edilebilir. 
     
    b-Siyasi (idari) haritalar: Sınırları gösteren haritalardır.
    c-Beşeri haritalar: Nüfusun dağılışı, ırk, dil, dinlere göre dağılışı gibi özellikleri gösteren haritalardır.
    d-Ekonomi haritaları: Tarım, hayvancılık, ormancılık, sanayi, madencilik gibi özellikleri gösteren haritalardır.
    2.Özel Haritalar
    Konunun uzmanlarınca çizilen haritalardır. İklim (izoterm, izobar gibi) , turizm, deprem, toprak, karayolları ve bitki örtüsü haritaları özel haritalara örnektir.
    Uyarı!
    Bütün haritalardan faydalanarak;
    • İzdüşüm alan ve uzaklık hesaplanabilir.
    • Yerel saat farkları bulunabilir.
    • Konum belirlenir.
    • Yön tayini yapılabilir.
    B- Ölçeklerine Göre Haritalar
    1-Büyük Ölçekli Haritalar
    a-Planlar: Ölçeği 1/20.000 ‘den daha büyük  olan haritalardır. En ayrıntılı haritalardır.
    b-Topoğrafya Haritaları: Ölçeği 1/20.000-1/200.000 arasında olan  haritalardır.Yer şekillerini en ayrıntılı gösteren haritalardır.
     
    2-Orta Ölçekli Haritalar: Ölçeği 1/200.000-1/500.000 arasındaki haritalardır.
    3-Küçük Ölçekli Haritalar: Ölçeği 1/500.000 ‘den daha küçük ölçekli haritalardır.
    PLAN-HARİTA
    Benzer özellikleri: Kuşbakışı olarak çizilme ve ölçekli olmalarıdır.
    Farkları: Ayrıntıları gösterme gücü ve kullanım alanları farklıdır.
    ÖLÇEKLER
    1-Kesir Ölçek
    2-Çizgi (grafik) Ölçek
    1.KESİR ÖLÇEK
     Kesirlerle ifade edilen ölçeklerdir. Kesir ölçekte birim yazılmaz. Her zaman cm cinsindendir.
     
    Örnek: Gerçekte 90 km olan Manisa-Soma arası haritada 6cm ile gösterilmiştir. Haritanın ölçeği nedir?
    Örnek: 1/200.000 ölçekli haritada 16cm ile ölçülen bir uzunluk gerçekte kaç km’dir?
    Örnek: Gerçekte 250 km  olan bir yol 1/1.250.000 ölçekli haritada kaç cm ile gösterilir?  
    Uyarı!
    Ölçek ne kadar değişirse değişsin; gerçek alan , gerçek uzunluk, enlem- boylam , yükselti vb   değişmez.
    2- ÇİZGİ ( GRAFİK) ÖLÇEK
    Çizgilerle ifade edilen ölçeklerdir. Bu ölçekte çentikler arasındaki uzaklık farkı birbirine eşittir.
     
    Yukarıdaki çizgi ölçeğin boyu 5 cm dir. Kesir ölçek değeri nedir?
    Cevap: 5 çentik olduğundan her çentik 1 cm dir. Bu sebeple
    Harita üzerinde çizgi ölçek yardımıyla uzaklık hesaplamada ölçümü yapılacak yerlerin arası şekildeki gibi belirlenir. Daha sonra çizgi ölçekte sıfır başlangıcına konularak hesaplanır.


    YER ŞEKİLLERİNİ GÖSTERME YÖNTEMLERİ
    1.RENKLENDİRME YÖNTEMİ
    Bu yöntemde yer şekilleri renklerle ifade edilir. Her renk belirli bir yüksekliği göstermek için kullanılır.

    2.TARAMA YÖNTEMİ
    Bu yöntemde, yükselti değerleri eğim yönünde çizilen farklı boydaki çizgilerle gösterilir. Çizgi grupları arasındaki halka şeklindeki boşluklar yükselti basamaklarını gösterir.
    Çizgiler  eğimin fazla olduğu yerlerde kısa, kalın ve sık olur. Eğim az ise uzun, ince ve seyrek olur. Düz alanlar boş bırakılmaktadır.   
    3. GÖLGELENDİRME YÖNTEMİ
    Yeryüzü şekillerinin bir yönden eğik olarak ışık aldığı düşünülür. Buna göre ışık alan yerler açık, ışık almayan yerler  koyu renkte görünürler. Bu yöntemde yükselti basamakları bulunmadığından,  daha çok yardımcı bir yöntem olarak kullanılır. 
    4.KABARTMA YÖNTEMİ
    Maket türü haritalardır. Yer şekillerini en iyi gösteren haritalardır. Fakat yapılması ve taşınması zor olduğundan pek kullanışlı değildir. 
    5.İZOHİPS YÖNTEMİ
    İzobat: Eş derinlik (deniz ve göllerde kullanılır.)
     İZOHİPSLERİN ÖZELLİKLERİ
    • İç içe kapalı eğrilerdir. Birbirini kesmezler.
    • Yükselti dıştan içe doğru artar.
    • Aralarındaki yükselti farkı birbirine eşittir (Equdistance).
    • İzohipslerin sık veya seyrek geçmesi yer şekillerine bağlıdır.  
    • İzohipslerin sık geçtiği yerde eğim fazladır. Seyrek geçtiği yerde eğim azdır.
    • Eğim arttıkça yatay mesafe (kuş uçuşu) kısalır. 
    • Aynı izohips çizgisi üzerindeki bütün noktalarda yükselti aynıdır.
    • İzohips çizgisi üzerinde olmayan bir noktanın kesin yükseltisi bilinemez.
    • Dağ dorukları (zirveler ) nokta halinde gösterilir.
    • Akarsu vadilerinde yükseltinin arttığı yöne doğru girinti oluşur.
    • Akarsudan sonraki ilk yükseltiler birbirine eşittir.
    • Delta, akarsuyun denize döküldüğü yerde biriktirmesi ile oluşan düzlüklerdir.
    • Dağ yamaçlarının birleştiği yerlere sırt denir. Yükseltinin arttığı yöne doğru "U " harfi şeklinde görünürler.
    • Doruk veya dorukları çevreleyen yamaçlardan oluşan yeryüzü şekillerine tepe denir.
    • Kıyı çizgisi (deniz kıyısı) sıfır metredir. 
    • Taban yüksekliği aynı olan iki tepe arasındaki küçük düzlüğe boyun denir. 
    • Ok işareti çevresine göre çukur olan (kapalı çukur-çanak-krater) yerleri  gösterir.   
    PROFİL ÇIKARMA
    Profili çıkarılacak olan noktaların arasına bir doğru çizilir.
    Bu doğrunun kestiği izohipslerin yükselti değerleri, alt kısma çizilecek yükselti ölçeği ile kesiştirilir.
    Kesişen noktalar birleştirildiğinde profil çıkarılmış olur. 

    ATMOSFER
    Dünyayı çepeçevre saran ve içinde çeşitli gazların bulunduğu tabakaya denir. Atmosferde %78 azot, %21 oksijen, %1 su buharı, karbondioksit  vb. gazlar vardır.
    ATMOSFERİN KATMANLARI

    TROPOSFER
    Kalınlığı Ekvatorda fazla , Kutuplarda azdır.
    Bunun sebepleri:
    Sıcaklığın etkisiyle Ekvatorda yükselici, kutuplarda alçalıcı hava hareketlerinin olması,
    Yerçekiminin kutuplarda  fazla, ekvatorda az olması.
    Çizgisel hız ve savrulmanın Ekvatorda daha fazla olmasıdır.
     
    TROPOSFERİN ÖZELLİKLERİ
    Atmosferde bulunan gazların %75 ‘i ve su buharının tamamı bu katmandadır.
    Yoğunluğu en fazla olan katmandır.
    Yeryüzünü etkileyen bütün iklim olayları bu katmanda görülür.
    Troposfer daha çok yerden yansıyan ışınlarla alttan itibaren ısındığı için  yükseldikçe sıcaklık azalır.
    Yatay yönde de Ekvatordan kutuplara doğru sıcaklık azalır. Sebebi, dünyanın şeklinden dolayı güneş ışınlarının düşme açısının küçülmesidir.
    STRATOSFER
    İklim olayları görülmez. Sıcaklık değişimi yok gibidir. 
    MEZOSFER (ŞEMOSFER)
    Yeryüzündeki, şiddetli patlamalar gibi aşırı yüksek sesler, mezosferdeki yüksek ısı tabakası tarafından geriye yansıtılır.
    OZON TABAKASI
    Ozon, üç tane oksijen  atomunun birleşmesiyle oluşmaktadır.
    Güneşten gelen zararlı ışınları tutar, aşırı sınma ve soğumayı önler.
    TERMOSFER (İYONOSFER)
    Mezosferin üstündeki kat  olup ultraviyole ışınlarının  emilmesi nedeniyle ısı, yükselti ile beraber sürekli artar.
    Radyo dalgalarını en iyi yansıtan tabakadır.
    EKZOSFER
    Atmosferin en dış sınırıdır. Yer çekiminin giderek azalması ve tamamen kaybolması nedeniyle bazı hava molekülleri uzaya fırlayıp giderler.Bu sebeple kalınlığı tam olarak bilinmez
    ATMOSFERİN FAYDALARI
    Güneşten gelen zararlı ışınları süzer.
    Meteorların dünyamıza düşmesini büyük oranda engeller.
    Canlılar için gerekli gazları bulundurur.
    İklim olayları meydana gelir.
    Dünyamızın aşırı ısınmasını ve soğumasını engeller.
    Güneş ışınlarını dağıtır. Böylece gölgede kalan yerlerin de aydınlanmasını sağlar.
    Dünya ile birlikte dönerek sürtünmeden doğacak yanmayı engeller.  


    İKLİM ELEMANLARI
    SICAKLIK
    Yeryüzündeki sıcaklığın kaynağı Güneş’tir. Yeryüzünün Güneş’ten aldığı ısı miktarına sıcaklık denir. Termometre ile ölçülür. Sıcaklığın birimi santigrat derece (°C) dir.
    En önemli iklim elemanıdır. Diğer iklim olaylarının da oluşmasında sıcaklık etkilidir.
    Güneşten dünyamıza gelen enerji sabittir.  Ancak, Güneş’ten gelen enerjinin tümü yeryüzüne kadar ulaşamaz. Bir kısmı atmosferde tutulur, bir kısmı atmosferin yüzeyinden geri yansır.
    SICAKLIK TERSELMESİ (INVERSİON)
      
    Kışın soğuk ve durgun havalarda soğuk hava ağırlaşarak çukur alanlara çöker.  Sıcak hava da onun üzerinde yükselir. Böylece yükseldikçe sıcaklık azalacağı yerde artar . Buna sıcaklık terselmesi denir. Bu olay kışın şehirlerde hava kirliliğini daha da artırır.
    SICAKLIĞIN DAĞILIŞINDA ETKİLİ FAKTÖRLER
    1. GÜNEŞ IŞINLARININ DÜŞME AÇISI
    Işınların düşme açısı küçüldükçe atmosferdeki yolu uzar. Tutulma artar. Sıcaklık azalır. Ayrıca ışınlar küçük açıyla geldiğinde daha geniş alan aydınlanır ve birim alana düşen enerji azalır.
    A-ENLEM VEYA DÜNYANIN ŞEKLİ
    Enlemin veya yerin şeklinin etkisiyle güneş ışınlarının düşme açısı kutuplara doğru küçülür ve sıcaklık  azalır.
    Sıcaklığın dağılışında enlemin etkisine örnekler;
    Ekvator çevresinden gelen rüzgarlar sıcaklığı artırırken , kutup bölgesinden gelenler sıcaklığı düşürür. Kutuplara yakın yerden gelen okyanus akıntıları soğuk iken, Ekvatora yakın yerden gelenler sıcak su akıntısı şeklindedir.
    Tarımın yükselti sınırı, Toktağan kar sınırı (Daimi kar sınırı), Orman üst sınırı ve yerleşme sınırı kutuplara doğru azalır.
    Bitki örtüsü aralıksız kuşaklar oluşturur.


    Denizlerin sıcaklığı ve tuzluluğu kutuplara doğru azalır.
    Güney kıyılarımızın sıcaklığı kuzey kıyılarımızdan daha yüksektir.
    Deniz turizmi en erken Akdeniz Bölgesi'nde başlar en uzun süre devam eder.
    Akarsuların donma süresi kutuplara doğru uzar.
    ***NOT***
    Sıcaklık kutuplara doğru azalması gerekirken artıyorsa veya aynı enlem üzerinde sıcaklık farkı var ise bu durum sıcaklığın dağılışında enlemin etkisine ters bir durumdur.
    Örnek: Dünyanın en sıcak yerlerinin dönenceler civarı olması.
    Ekvatoral bölgede daimi karlar görülmesi.
    Yurdumuzda sıcaklığın Batı Anadolu'dan Doğu Anadolu'ya doğru azalması.
    Sıcaklığın kutuplara doğru düzenli bir biçimde azalmasını engelleyen en önemli faktör yer şekilleri ( yükselti,eğim,bakı)dir. Ayrıca okyanus akıntılarındaki farklılık ile denize göre konum farkıdır.
    B-GÜNLÜK HAREKET
    Güneş ışınlarının düşme açısı günün her saatinde  değişir. Gün içinde en yüksek sıcaklıklar tam öğle vakti değil, öğleden birkaç saat sonra (12:00-14:00) görülür. Sebebi; enerji birikimidir. Bu da güneşlenme süresi ile ilgilidir.
    Günün en soğuk vakti, güneş doğmadan önceki vakittir. Sebebi gündüz alınan enerjinin gece boyunca uzaya geri yansımasıdır
    C-MEVSİMLER (EKSEN EĞİKLİĞİ)
    Eksen eğikliğinden dolayı güneş ışınlarının düşme açısı yıl boyunca değişir. Bu değişim Ekvatora yakın yerlerde az olduğundan, buralarda yıllık sıcaklık farkı azdır. Ekvatordan uzaklaştıkça değişim artar ve yıllık sıcaklık farkı da artar.
    Güneş ışınlarının düşme açısında meydana gelen değişimden dolayı Kuzey yarım kürede en sıcak aylar ;  temmuz ve  ağustostur. Güney yarım kürede ise en sıcak aylar ocak ve şubattır. 


      


    D-EĞİM VE BAKI ETKİSİ
    Işınların düşme açısı eğim ve bakı durumuna göre değişir.
    Bakının sıcaklık dağılışı üzerindeki etkisi en fazla ılıman kuşakta görülür.
    Bakıdan dolayı Türkiye’de dağların güney yamaçları daha sıcaktır.
    Bakıdan dolayı güneşe dönük yamaçlarda;
     
    Güneşlenme süresi daha uzundur.Güneşlenme süresi arttıkça sıcaklık artar.
    Güneş ışınlarının düşme açısı daha büyüktür. Sıcaklık daha fazladır.
    Tarımın yükselti sınırı, orman üst sınırı, toktağan kar (daimi kar ) sınırı daha yüksektir.
    Aynı tür bitkiler daha erken olgunlaşır.
    Karlar daha erken erir. 







    2- GÜNEŞLENME SÜRESİ
    Güneşlenme süresi uzadıkça sıcaklık artar. bu genellemeye kutup bölgeleri uymaz. Çünkü güneş  ışınları kutup bölgelerine sürekli eğik açıyla düşmektedir.
    2.YÜKSELTİ
    Yükseldikçe her 200 m de 1 °C sıcaklık azalır.
    Sebepleri: Troposferin daha çok yerden yansıyan ışınlarla ısınmasıdır. 
    Ayrıca sıcaklığı tutan nem ve karbondioksit gibi gazların yere yakın
    yerlerde olmasıdır.
    Sıcaklığın dağılışında yükseltinin etkisine örnekler
    Ekvatoral bölgede daimi karlar görülmesi.
    Yükselici hava hareketlerinin yağış bırakması.
    Yükseklere kar yağarken, alçaklara yağmur yağması.
    Bir dağ yamacı boyunca yükseldikçe bitki örtüsünün değişmesi.
    Ege ,İç Anadolu ve Doğu Anadolu Bölgeleri’nde yetişebilen bir  tarım ürünün en geç Doğu Anadolu Bölgesi’nde hasat edilmesi.
    3.NEM MİKTARI
    Nem bir yerin fazla ısınmasını ve soğumasını önler. Sıcaklık dengesini sağlar. Nemliliğin fazla olduğu bir yerde hava geç ısınır, geç soğur. Sıcaklık farkı az olur(Denizel iklimlerde olduğu gibi) Nemlilik az ise ; hava  çabuk ısınır, çabuk soğur. Sıcaklık farkı fazla olur (Karasal iklimlerde olduğu gibi) . Yükseklere çıkıldıkça nem oranı azalır. Bu sebeple yüksek bir yerde hava çabuk ısınır, çabuk soğur. Kışın bulutlu gecelerde hava ılıktır. Sebebi yerin ısı kaybının azalmasıdır. Kışın havanın açık olduğu günlerde hava ayaz yapar. Yansıma ile ısı kaybı fazla olduğu için.
    4.KARA VE DENİZLERİN DAĞILIŞI ile FARKLI ISINMA ÖZELLİĞİ
    Kuzey Yarım Küre'de karalar daha fazladır. Bunun sonucunda;
    Yıllık sıcaklık ortalaması G.Y.K den 2-4 °C daha fazladır.
    İzoterm eğrileri çok fazla girinti –çıkıntı yapar.  
    Yıllık sıcaklık farkı fazladır.
    Karalar denizlere göre erken ısınır , erken soğur. Denizler ise geç ısınır, geç soğur. Bunun sonucunda;
    Kışın denizden karaya doğru esen rüzgarlar havayı ılımanlaştırırken, yazın havayı serinletir.
    Kara-deniz meltemleri ile muson rüzgarları oluşur.
    K.Y.K 'de en sıcak dönem karalarda Temmuz iken, denizlerde Ağustos, en soğuk dönem karalarda Ocak iken, denizlerde Şubat olması kara ve denizlerin farklı ısınma özelliğinden kaynaklanır.
    5.OKYANUS AKINTILARI
    Genellikle Kutuplara yakın yeden gelen akıntılar soğuk iken , Ekvator çevresinden gelenler sıcaktır.  
    Okyanus akıntılarının farklılığından dolayı
    Batı Avrupa ve K.Amerika'nın batı kıyıları aynı enlemde yer alan Asya'nın ve K.Amerika'nın doğu kıyılarından daha sıcaktır. Not: Aynı enlemde ve okyanus kıyısında sıcaklık farkı oluşmuş ise bunun en önemli sebebi okyanus akıntılarının farklılığıdır.
    Okyanus akıntılarının karşılaşım alanlarında balıkçık çok gelişmiştir. Sebebi; balıklar için önemli besin kaynağı olan planktonların çok fazla olmasıdır.Ör: Japonya ve Norveç.  
    6.RÜZGARLARIN ESME YÖNÜ  
    Kutup bölgesine yakın alanlardan gelen rüzgarlar sıcaklığı düşürürken , Ekvatora yakın alanlardan gelenler sıcaklığı artırır.
    Denizden esen rüzgarlar kışın ılıtıcı, yazın serinletici etki yaparlar
    7.Bitki Örtüsü ve Zeminin Özelliği
    Bitki örtüsü, güneş ışınlarının bir kısmını emerek gündüz yerin fazla ısınmasını önler. Gece ise, yerden ışıyan sıcaklığın bir bölümünü tutarak fazla soğumayı engeller. Bunun sonucunda, bitki örtüsünün gür olduğu alanlar ile seyrek olduğu alanlar arasında, sıcaklığın dağılışı açısından önemli farklar ortaya çıkar.
    Ayrıca koyu renkli zeminler daha kısa sürede ısınır.
    İZOTERM HARİTALARI
    GERÇEK İZOTERM HARİTALARI
    Yükseltinin etkisi dikkate alınarak çizilen sıcaklık haritalarıdır.  
     
    İNDİRGENMİŞ İZOTERM HARİTALARI
    Her yer deniz seviyesinde kabul edilir. Yükseltinin etkisi ortadan kaldırılmıştır. Yani, bütün yükseltilerin sıcaklığı her 200 m de 1 °C artırılarak deniz seviyesine indirgenir.
    Sıcaklığın farklı dağılışında yer şekillerinin (Yükselti, eğim, bakı ve dağların uzanış doğrultusu) etkisi ortadan kaldırılarak çizilir.
    NOT
    Bir yerin gerçek sıcaklığı ile indirgenmiş sıcaklığı arasında fark fazla ise o yerin yükseltisi fazladır. Fark az ise yükselti de azdır
    Sıcaklık İle ilgili Problemler
    Örnek 1: Bir yerin gerçek sıcaklığı (-5 °C) , indirgenmiş sıcaklığı ise 17°C ise bu yerin denizden yüksekliği kaç metredir?
    Cevap:  17- (-5)= 17+5=22 °C      
    200 m'de 1°C değiştiğinden, 22x200=4400 metredir.
    Örnek 2 : 2900 m'de ölçülen sıcaklık (-8 °C) ise bu yerin indirgenmiş sıcaklığı kaç °C 'dir?   
     
    Cevap: 2900/200=14,5 °C sıcaklık artacaktır. 
    Buna göre (-8)+14,5=6,5 °C 'dir
    Örnek 3 : 1800 m yükseklikteki bir merkezin indirgenmiş sıcaklığı 25 °C  ise bu yerin gerçek sıcaklığı kaç °C olurdu?
    Cevap: 1800/200= 9°C sıcaklık azalacaktır.
     Buna göre, 25-9= 16 °C 'dir. 


    TERMİK EKVATOR ÇİZGİSİ
    Meridyenlerin en sıcak noktalarının birleştirilmesiyle elde edilen çizgidir. Yer ekvatoruna göre sapmalar gösterir. Sebepleri: Okyanus akıntılarının farklılığı ve karasallıktır.
    SICAKLIK TERSELMESİ
    Kışın soğuk ve durgun havalarda soğuk hava ağırlaşarak çukur alanlara çöker.  Sıcak hava da onun üzerinde yükselir. Böylece yükseldikçe sıcaklık azalacağı yerde artar . Buna sıcaklık terselmesi denir. Bu olay kışın şehirlerde hava kirliliğini daha da artırır. 




    ATMOSFER BASINCI
    Havadaki su buharı ve gazların cisimler üzerine uyguladığı ağırlığa basınç denir. Ölçen alet barometredir.
    Normal hava basıncı 1013 milibardır (1033gr.=760mm civa basıncı)






    BASINCI ETKİLEYEN FAKTÖRLER
    1.SICAKLIK (TERMİK ETKEN)
    Isınan hava genleşerek yükselir. Yoğunluğu azalır. Havanın yere uygulamış olduğu ağırlık ta azalır. Dolayısıyla sıcaklığın artmasıyla basınç azalır.
    Soğuyan havanın hacmi daralır, yoğunluğu artar ve alçalmaya başlar. Alçalan havanın yere yapmış olduğu basınç da artar.
    Sıcaklığa bağlı olarak Ekvator’da sürekli  Termik A.B , Kutup’larda ise sürekli Termik Y.B alanı oluşmuştur.
    Ayrıca bir yerde kışın havanın soğuması ile Y.B oluşurken , aynı yerde yazın ısınma ile A.B oluşur
    Dünya dönmeseydi ve her yer deniz seviyesinde olsaydı , genel hava dolaşımı şekildeki gibi olurdu.

    2.YÜKSELTİ
    Yükseklere çıkıldıkça atmosferin yoğunluğu ve kalınlığı azalır. Buna bağlı olarak  yükseklere çıkıldıkça basınç azalır. Yükselti ile basınç ters orantılıdır.  
    Ortalama her 10,5 metre yükseldikçe   1mm basınç azalır. Bu basınç azalmasından yararlanılarak yükselti ölçen alet  geliştirilmiştir. Buna altimetre denir. 
    3. YERÇEKİMİ
    Havanın ağırlığı yerçekiminin bir eseridir. Bu nedenle atmosferin alt kısmında ağır gazlar yer alır.
    Dünyanın şeklinden dolayı kutuplarda  yer çekimi daha fazladır. Yer çekiminin de etkisiyle kutuplarda basınç fazladır.
    4. DİNAMİK ETKENLER
     Dünyanın günlük hareketinden dolayı 30° enlemlerinde sürekli Dinamik Y.B ,60°  enlemlerinde ise Dinamik A.B alanları oluşmuştur. 
    YÜKSEK BASINÇ ALANLARINDA;
    • Alçalıcı hava hareketi vardır. Alçalan hava ısınarak havanın nem açığını artırır. Bu sebeple yağış oluşmaz.
    • Hava hareketi merkezden çevreye doğrudur.
    • Hava genellikle açıktır. Yüksek basıncın etkili olduğu kış gecelerinde  yerin ısı kaybı fazladır. Bu sebeple böyle olan kış gecelerinde ayaz olur.
    • Termik Y.B alanı soğuk, Dinamik Y.B alanı sıcaktır.

      ALÇAK BASINÇ ALANLARINDA;
       
    • Yükselici hava hareketi vardır. Yükselen hava soğur ve yağış bırakır.
    • Hava hareketi çevreden merkeze doğrudur.
    • Hava genellikle kapalıdır. Bu sebeple kışın böyle gecelerde yerin ısı kaybı azdır. Hava ılık olur.
    • Termik A.B alanı sıcak, Dinamik A.B alanı soğuktur.
    •  


    RÜZGARLAR
    Yüksek basınçtan alçak basınca doğru olan yatay hava hareketidir.
    Birbirine yakın iki merkezde sıcaklık farkı oluşması durumunda görülecek ilk olay rüzgarın esmeye başlamasıdır.
    RÜZGARIN HIZINDA ETKİLİ FAKTÖRLER
    1.BASINÇ FARKI
    Basınç farkı arttıkça rüzgarın hızı ve şiddeti de artar.  
     
    2.BASINÇ MERKEZLERİ ARASINDAKİ YATAY UZAKLIK
    Basınç farkı eşit ise, yatay mesafede yol uzadıkça sürtünme artar,hız azalır. Bundan dolayı izobarların sık geçtiği yerde rüzgarın hızı fazla iken , seyrek  geçtiği yerde hız azdır.  
    3.YER ŞEKİLLERİ
    Yer şekilleri rüzgara yön verirken , aynı zamanda hızını da etkilerler. Ör. Engebeli bir alanda rüzgar engelin gerisinde daha yavaş eser. Dar bir vadiden geçerken, sıkışır,sürtünme alanı daralır,hızı artar.
     
    4.DÜNYANIN EKSENİ ÇEVRESİNDEKİ HAREKETİ
    Dünyanın dönüş hızının arttığı alanlarda rüzgarlar daha fazla sapmaya uğrar.Yolu uzar ,hızı azalır.
    RÜZGARLARIN ESME YÖNÜNÜ ETKİLEYEN FAKTÖRLER
    1.Basınç merkezlerinin konumu: Rüzgarlar her zaman yüksek basınçtan alçak basınca doğru eserler.
    2.Dünyanın ekseni çevresindeki hareketi: Bu hareketten dolayı rüzgarlar  K.Y.K.’ de sağa, G.Y.K. ‘ de sola doğru saparak eserler
    3.YER ŞEKİLLERİ
    Sıradağlar, boğazlar, derin ve uzun vadiler rüzgarların gerçek yönlerini değiştirirler.
    Rüzgarlar yatay yönde yer şekillerinin uzanış doğrultusuna  uygun eserler. Rüzgarlar boğaz ve vadide belirli bir doğrultuda daha fazla eserken, engebesiz alanlarda ise; bütün yönlerden az-çok eşit eser.

    Bir yerde rüzgarın esme sıklığını gösteren diyagrama rüzgar frekans gülü denir.  Rüzgar frekans gülüne bakarak ; yer şekillerinin uzanış doğrultusu ve hakim rüzgar yönü hakkında bilgi elde edilebilir.
    Herhangi bir yerde rüzgarın yıl içinde en fazla estiği yöne hakim rüzgar yönü denir.
     
    RÜZGAR ÇEŞİTLERİ
    SÜREKLİ RÜZGARLAR
     
    ALİZE RÜZGARLARI
    30° enlemlerindeki Dinamik Y.B. alanlarından  Ekvatoral A.B alanına doğru esen rüzgarlardır.
    Doğu yönlü oldukları için Tropikal Kuşak karalarının doğusuna sürekli olarak yağış bırakırlar.
    Ekvatorda yükselerek üstten 30 ° enlemlerine doğru esen rüzgarlara Ters Alizeler denir. Bu rüzgarlar dönenceler civarında alçalarak çöllerin oluşmasına neden olurlar.
    BATI RÜZGARLARI
    30° enlemlerindeki Dinamik Y.B. alanlarından 60°  enlemlerindeki Dinamik A.B. alanlarına doğru esen rüzgarlardır.
    Batı yönlü olduklarından Ilıman Kuşak karalarının batısına sürekli bol yağış bırakırlar.
     
     
    KUTUP RÜZGARLARI
    Kutuplardaki Termik Y.B alanlarından  60°  enlemlerindeki Dinamik A.B merkezlerine doğru esen rüzgarlardır.
    60 enlemlerinde Batı Rüzgarları ile karşılaşarak cephe oluşumuna neden olurlar.
    Sürekli rüzgarlar yıl boyunca aynı yönde eserler ve okyanus akıntılarına neden olurlar.
     
     
    MUSON  ( MEVSİMLİK ) RÜZGARLARI
    Birbirine komşu kıta ve okyanusların mevsimlik ısınma farkından doğan rüzgarlardır. Yazın denizden karaya, kışın karadan denize doğru esen devirli rüzgarlardır.  
    Kış Musonu: Kış mevsiminde   daha soğuk olan karalarda yüksek basınç alanı oluşur. Denizler ise karalara göre daha sıcak olduğundan alçak basınç alanı durumundadır. Bu  basınç farkından dolayı karadan denize doğru rüzgarlar eserler. Bu rüzgarlara Kış Musonları adı verilir.
    Kış Musonları kara kaynaklı olduğu için soğuk ve kurudurlar .Yağış getirmezler.
    Yaz Musonu: Yaz mevsiminde karalar üzerinde alçak basınç alanı, denizler üzerinde yüksek basınç alanı oluşur. Bu  basınç farkından dolayı okyanuslar üzerinden  , karalar üzerine  doğru rüzgarlar eserler. Bu  rüzgarlara Yaz Musonu denir.
    Deniz ve okyanuslardan kaynaklandıkları için bol nem taşırlar ve geçtikleri yerlere de bol yağış bırakırlar.
    Not: Dünyanın en fazla yağış alan yeri Muson Asya'sında Çerapunçi (Hindista'nın K.Doğusundadır. Yıllık ortalama 12.000 mm yağış alır.) dir.
     
     
     
     
     
    Görüldüğü yerler: Güney ve Güneydoğu Asya, Avustralya’nın kuzeyi , Doğu Afrika’da Madagaskar adası çevresi, Meksika ve Gine Körfezi kıyılarıdır.
    Not: Etkili olduğu adalara  sürekli olarak denizler üzerinden geldiği için bütün yıl boyunca  yağış bırakırlar. ör.; Endonezya ve Malezya
    YEREL RÜZGARLAR
     
    MELTEMLER
    Günlük sıcaklık ve basınç farkından doğarlar. Hızları azdır. Etki alanları dardır (25-30 km). İklim üzerinde hiçbir etkisi yoktur. Sadece deniz meltemi denizden geldiği için havayı biraz serinletir.
    Kara-Deniz Meltemleri
    Kara ve denizlerin günlük ısınma farkı sonucu oluşurlar.
    Gündüz deniz meltemi, gece kara meltemi oluşur. Ege kıyılarında yazın öğleden sonra denizden esen İmbat rüzgarı deniz meltemine örnektir.
    NOT
    Deniz meltemi kısa mesafelerden sıcak karaya doğru estiği için yağış bırakmaz. Sadece havayı serinletir.
     
     
    Dağ ve Vadi Meltemi
    Dağ ve vadilerin farklı ısınması sonucu oluşurlar. Bunda nem oranlarının farklı olması etkilidir.  
    Dağlarda nem oranı az olduğundan vadi ve ovalara göre daha erken ısınır, daha erken soğur. Gündüz vadi meltemi, gece ise dağ meltemi olur.
    NOT: Muson rüzgarları ile meltem rüzgarları arasındaki benzerlik devirli olmalarıdır.
    SICAK YEREL RÜZGARLAR
    Föhn Rüzgarları
    Bir dağ yamacını aşarak diğer yamaçtan aşağı doğru esen rüzgarın sıcaklığı artar. Çevrede nem açığı oluşur. Bitkilerde kurutucu etki yapan bu tip rüzgarlara Föhn rüzgarları denir.
    Bu rüzgarların oluşmasında  yer şekilleri etkilidir.
    Rüzgarlar geldikleri yerin sıcaklığını gittiği yere taşırlar. Föhn rüzgarları bu genellemeye uymaz.
    Türkiye’de daha çok Kuzey Anadolu dağları ile Toros dağlarında  etkilidir. Dünya üzerinde ise en fazla İsviçre Alplerinde görülür. 
     

    Sirokko: Büyük Sahradan  İtalya’nın güneyine doğru esen sıcak ve kuru rüzgardır. Akdeniz’den geçerken nem aldığından İtalya’nın güney kıyılarına yağış bırakır.  
    Hamsin: Libya ve Mısır’dan Akdeniz’in doğusuna doğru esen sıcak ve kuru rüzgardır.
    Yurdumuzda ise; G.Doğudan gelen Samyeli (Kesişleme), güneyden gelen Kıble ve G.Batıdan gelen Lodos rüzgarları sıcak yerel rüzgarlardandır
    SOĞUK YEREL RÜZGARLAR
    Mistral: Kışın ve ilkbaharda Fransa’dan Akdeniz’e doğru esen soğuk rüzgardır.
    Bora: Dalmaçya kıyılarının gerisindeki dağlardan Akdeniz’e  doğru esen soğuk rüzgardır.
    Krivetz: Romanya’dan  Karadeniz’e doğru esen soğuk rüzgardır.
    Ayrıca Türkiye'de K.Batıdan esen Karayel, Kuzeyden esen Yıldız ve K.Doğudan esen Poyraz rüzgarları soğuk rüzgarlara örnektir.
    Etezyen:Ege kıyılarına  yazın kuzeyden esen soğuk rüzgardır.  Asor Y.B etkisiyle oluşur.
    TROPİKAL RÜZGARLAR
    Tropikal kuşakta ani basınç düşmesi  ile oluşan çok şiddetli rüzgarlardır. Bu rüzgarlara  Hurricane, Tornado, Kasırga,Hortum gibi isimler verilir.  
     
     
     
    TÜRKİYE'DE ETKİLİ OLAN RÜZGARLAR
    Türkiye Batı rüzgarları kuşağındadır.Ancak yer şekillerinden dolayı bu rüzgarların etkisi görülmez. Yurdumuz daha çok yerel rüzgarların etkisindedir.
     
     
     
    NEMLİLİK
    Nemlilik yer yüzünde canlı hayatının gelişmesinde ve devamında çok önemli bir unsurdur.
    Nemlilik hava ve iklim şartları bakımından da çok önemlidir. Her şeyden önce yağışların kaynağı, havadaki su buharıdır.  
    Her sıcaklıkta buharlaşma gerçekleşir. Bu sebeple atmosferde sürekli bir miktar nem vardır. Buna atmosfer nemliliği denir.
    Nemliliği ölçen alete de higrometre denir.  
    1.MUTLAK NEM
    1 m³ hava içinde bulunan nemin gr olarak ağırlığına mutlak nem denir.
    Su buharının miktarı hacim itibariyle  hiçbir zaman havanın % 4’ünü aşmaz.
    MUTLAK NEMDE ETKİLİ FAKTÖRLER
    a)      Buharlaşma Yüzeyi
    Buharlaşma yüzeylerinden (okyanus , deniz , akarsu , göl ,buzul ve  bitki örtüsü gibi)   uzaklaştıkça mutlak nem azalır. Örnek; deniz kıyısından kara içlerine, ormanlık alandan ormansız alana gidildikçe mutlak nem  azalır.
    b) Sıcaklık
    Sıcaklık arttıkça buharlaşma artacağından, genellikle mutlak nem de artar. Örnek; Ekvatordan kutuplara doğru mutlak nem azalır. Ayrıca  yazdan kışa, gündüzden geceye geçildiğinde mutlak nem azalır.  
    Uyarı!
    Sıcaklık arttıkça her zaman mutlak nem artmayabilir. Ama sıcak denizlere yaklaştıkça mutlak nem her zaman artar.
    Mutlak nem Ekvator çevresindeki denizler üzerinde çok fazla iken , dönenceler çevresindeki çöl alanlarında çok azdır.
    c)Rüzgarların Esme Yönü
    Denizden gelen rüzgarlar mutlak nemi artırırlar.
    d) Okyanus Akıntıları
    Sıcak su akıntılarının etkili olduğu yerlerde mutlak nem fazladır.
    2.MAKSİMUM NEM (DOYMA MİKTARI)
    Belirli bir sıcaklıkta 1 m³ havanın taşıyabileceği en fazla nem miktarına maksimum nem denir.
    Sıcaklık arttıkça havanın hacmi genişler ve alabileceği nem miktarı da artar. Hava soğuduğunda ise hacmi daralır ve alabileceği nem azalır.    
                                                                                          
    Eğer hava sıcaklığına uygun nem almış ise o havaya doymuş hava denir.
    Sıcaklık arttıkça maksimum nem  artar. Buna örnekler;                          
    -Yükselen havanın yağış bırakması,
    -Föhn rüzgarının kurutucu etki yapması,
    -Çöllerde havanın nem açığının fazla olması,
    -Alçalıcı hava hareketleri sonucunda havanın nem açığının artması,
    -Gündüz sis yoğunluğunun az olması veya gece oluşan sislerin gündüz ortadan kalkması
     
    3. BAĞIL NEM (NİSBİ)
    Belirli bir sıcaklıktaki hava kütlesinin içinde bulunan nem miktarının , o sıcaklıkta alabileceği en fazla nem miktarına oranına bağıl nem denir. 
    Bağıl nem  havada bulunan nemin yüzde cinsinden değeridir.
    Bağıl nem havanın neme doyma oranını verir. 
    Bir yerde yağış olabilmesi için bağıl nem %100 ‘ü aşması gerekir.  
    BAĞIL NEMDE ETKİLİ FAKTÖRLER
    a)      Sıcaklık
    Sıcaklık artarken mutlak nem aynı şekilde artmıyorsa; bağıl nem azalır.
    ***Bağıl nem azaldıkça buharlaşma artar.
    b)      Yükselti
    Yükseklere çıkıldıkça sıcaklık azalır ve bağıl nem artar.
    c)      Mutlak Nem
    Sıcaklık aynı iken zaman içinde mutlak nem artarsa, bağıl nem de artar.
    Uyarı!
    Bağıl nem Ekvator çevresinde yüksek iken ,çöl bölgelerinde ve kara içlerinde azdır.
    Yurdumuzda bağıl nem en yüksek, Karadeniz Bölgesi’nde, en düşük ise, G.Doğu Anadolu Bölgesi’ndedir.
    YOĞUNLAŞMA
    Hava içindeki su buharının soğuması sonucu katı veya sıvı hale dönüşmesi olayına yoğunlaşma denir.
    Yoğuşma noktasına iki yoldan erişilir. Bunlar :  1- Havadaki nem miktarının artması;  2-Sıcaklığın azalmasıdır (tabiatta en fazla görülen yoğuşma biçimidir).
    Havanın alttan  soğuması sonucu oluşan yoğunlaşma biçimine sis  denir . 
    Sis olayının en önemli özelliği, dünya yüzeyi ile temas eden havanın soğuması sonucunda  meydana gelmesidir.
    Sıcak ve nemli bir havanın daha soğuk bir yerle teması sonucu sis oluşur. Sıcak ve soğuk hava kütlelerinin karşılaşması da sislere yol açar.
    BAŞLICA SİS OLUŞUM ŞEKİLLERİ
    *Rüzgar, ılık denizlerden soğuk karaya eserse karada sis oluşur.
    *Rüzgar, sıcak denizlerden soğuk denizlere eserse soğuk sular üzerinde sis oluşur.
    *Rüzgar, sıcak karalardan soğuk denizlere eserse deniz üzerinde sis oluşur.
    *Serin denizler üzerinde alçalan hava kütleleri sis oluşumuna neden olur.
    *Yamaç Sisleri: Sıcak ve nemli havanın yamaç boyunca yükselirken soğumasından dolayı oluşan bir sis türüdür.
    *Cephe Sisleri: Yağış anında soğuk hava içindeki sıcak yağmur damlacıklarının soğuması ile oluşan sislerdir.
    BULUTLAR
    Yükselen havanın yoğunlaşması sonucunda çok küçük su taneciklerinin bir araya gelmesiyle bulutlar oluşur. Bulutluluğu ölçen alete nefometre denir.
    Meteoroloji istasyonlarında ölçülen bulutluluk ,gökyüzünün oranı 10 kabul edilerek sınıflandırılır.
    0-2 oranı Açık havayı
    2-8 oranı Bulutlu havayı
    8-10 oranı Kapalı havayı ifade eder.
    Sıcaklık azaldıkça bulut yoğunluğu artar. Ancak bu durum her zaman doğru değildir.
    Örnek: Kutuplarda ve troposferin üst katlarında nem  az olduğundan bulut yoğunluğu buralarda azdır.
    BULUT ÇEŞİTLERİ 
    KÜMÜLÜS BULUTLARI
    Isınan havanın yükselerek soğuması sonucu oluşur. Bulutu oluşturan su taneciklerinin yoğunlaşması aynı seviyede başladığı için alt kısımları düzdür.  Genellikle sıcak dönemlerde görülürler.  
    Kümülüs bulutlarının daha da yükselerek soğuması sonucu kümülonimbus bulutları oluşur ve sağanak yağışlara neden olur.
    SİRÜS BULUTLARI
    Çok yükseklerde oluşan bulutlardır. Çok seyrek buz kristallerinden oluşan ve tüye benzeyen bulutlardır. Genelde yağış getirmezler. Bunlar, bir siklonun (Alçak Basınç) yaklaştığının ve havanın bozacağının habercisidirler.
    STRATUS BULUTLARI
    Yer'in üstünde, asılı gri bir tabaka gibi duran koyu renkli bulutlardır. Genelde yağışlara yol açarlar.
    Yukarıdaki bulutlar ana bulutlardır. Ancak gökyüzünde, özelliklerine göre, sirrokümülüs, kümülonimbus, sirro-stratus gibi adlarla anılan karma bulutlar da görülür. Ayrıca, yağış bırakan bütün bulutlara nimbus adı verilmektedir.
    Yurdumuzda her mevsim yağış alan Karadeniz Bölgesi’nde (Özellikle Doğu Karadeniz Bölümü) bulutlu gün sayısı en fazla iken, bulutlu gün sayısı en az olan bölge G.Doğu Anadolu Bölgesi’dir.
    YAĞIŞLAR
    Havadaki nemin yoğunlaşarak katı veya sıvı halde yeryüzüne düşmesi olayına yağış denir. Bir yere düşen yağış miktarını ölçen alete plüviyometre denir.
    YAĞIŞ TÜRLERİ
    ÇİY
    Hava içindeki su buharının soğuk cisim yüzeyleri üzerinde su tanecikleri şeklinde yoğunlaşması olayıdır. Yoğunlaşma 0 °C ‘nin üstünde gerçekleşmiştir. Oluşumu sabaha karşı görülür. Özellikle ilkbahar ve sonbaharda görülür.
    KIRAĞI 
    Havadaki su buharının soğuk cisimler üzerinde, 0°C’den düşük sıcaklıklarda kristaller şeklinde yoğunlaşmasıyla oluşur.
    KIRÇ 
    Havadaki su buharının çok soğumuş cisim yüzeylerinde buza dönüşmesidir.
    YAĞMUR
    Bulutu oluşturan su taneciklerinin damlalar halinde yeryüzüne düşmesi olayıdır.
    KAR
    Bulutu oluşturan su taneciklerinin  0 °C nin altındaki bir sıcaklıkta buz kristalleri şeklinde yeryüzüne düşmesi olayıdır.  
    DOLU
    Havadaki nemin hızla yükselmesi ve çok soğuması sonucu buz tanecikleri şeklinde yeryüzüne düşmesi olayıdır. Havanın ani yükselmesi genellikle ilkbahar ve yaz mevsiminde görülür.
     
    OROĞRAFİK (YAMAÇ) YAĞIŞLARI 
    Yer şekillerinin etkisiyle oluşurlar. Nemli hava kütlesinin bir dağ yamacına çarparak yükselmesi ve soğuması sonucu oluşurlar. Türkiye’de en fazla Karadeniz ve Akdeniz Bölgelerinde görülür. Batı rüzgarları ve Muson rüzgarlarının etki alanlarında görülen yağışlar bu şekilde oluşmuştur.  
    Hava kütleleri yamaç boyunca yükselirken en fazla yağışı 500 - 1000 m yükseltiler arasına bırakırlar. Yükselti arttıkça (1000 m’lerden sonra) mutlak nem azaldığı için yağış da azalır.
    KONVEKSİYON (YÜKSELİM, KIRKİKİNDİ) YAĞIŞLARI 
    Isınan havanın yükselerek soğuması sonucu oluşurlar. Türkiye genelinde sıcak dönemlerde görülen yağışlar bu şekildedir. En fazla İç Anadolu Bölgesinde görülür. Bu yağışlara halk arasında Kırkikindi yağışları denir. Dünya üzerinde ise en fazla Ekvatoral bölgede görülür.  
    CEPHESEL (FRONTAL )YAĞIŞLAR 
    Sıcak ve soğuk hava kütlelerinin karşılaşma alanlarında meydana gelen yağışlardır. 
    Dünya'da en çok, Orta kuşakta ve 60° enlemleri civarında görülür. Türkiye'de, özellikle kış mevsiminde görülen yağışların çoğu cephesel kökenlidir. En fazla Akdeniz Bölgesinde görülür.
    Uyarı!
    Yağış oluşumlarında ortak özellik yükselen havanın soğumasıdır.
    Alçalıcı hava hareketleri, karadan gelen hava ve engebesiz bir alanda hareket eden hava yağış bırakmaz.
    YAĞIŞLARIN DAĞILIŞINDA ETKİLİ FAKTÖRLER
    Denize göre konum: Kıyı bölgeler iç kesimlere göre daha fazla yağış alır.
    Yükselti: Yükseltisi fazla olan bir yer her zaman çevresine göre daha fazla yağış alır. Sebebi; yoğunlaşmanın daha çok yükseklerde gerçekleşmiş olmasıdır.
    Dağların uzanış doğrultusu: Dağların kıyıya paralel olduğu yerler daha fazla yağış alır. Ayrıca bu dağlar hakim rüzgar yönüne dik bir şekilde yükselmiş ise yağış miktarı daha da artar.
    Rüzgarların esme yönü: Denizden karaya doğru esen rüzgarlar yağış bırakırken , karadan gelen rüzgarlar yağış getirmez.
    Okyanus akıntıları: Sıcaksu akıntılarının etkili olduğu yerlerde nemlilik fazla olduğundan, yıllık yağış miktarı da fazladır.
    Basınç merkezi: Yüksek Basınç alanlarında alçalıcı hava hareketinden dolayı yağış oluşmaz. Çünkü alçalan hava alttan itibaren ısınır ve hava doyma noktasından uzaklaşır. Alçak Basınç alanlarında ise yükselici hava hareketlerinden dolayı yağış oluşur. Yükselen hava soğur ve doyma noktasına ulaşır.
    Güneş Işınlarının Düşme Açısı: Ekvatoral Bölgede güneş ışınlarının düşme açısı büyüdükçe, buharlaşma artar. Atmosfere karışan nem miktarı artar.Bunun sonucunda yağış miktarı da artar. Bunun yanında Kutuplara güneş ışınları yıl boyunca eğik açı ile gelmekte ve buharlaşama ile atmosfere karışan nem miktarı az olmaktadır. Bundan dolayı da kutuplarda yağış miktarı azdır.
    Dünyanın En Fazla Yağış Alan Bölgeleri
    •Ekvator çevresi       
    •Muson iklim bölgesi (dünyanın en fazla yağış alan merkezi bu iklim kuşağında Çerapunçi’dir.  12000 mm yağış alır.)
    •Ilıman kuşak karalarının batısı  
    Dünyanın En Az Yağış Alan Bölgeleri
    •Dönenceler çevresindeki çöl alanları
    •Ilıman kuşak kara içlerinde etrafı dağlarla çevrili çukur alanlar.
    •Kutup bölgeleri (Kutuplarda bağıl nem yüksek olmasına rağmen yağış miktarı azdır. Sebebi: sıcaklığın düşük olmasından dolayı buharlaşmanın  ve mutlak nemin az olmasıdır. 
     
     
      
    Kaynak : cografyatutkudur.com