22 Ocak 2011 Cumartesi
Karneleri alıyoruz...
Evet bildiğimiz üzere bu cuma karnelerimizi alıyoruz. Kimimizin karnesi güzel kimisininde çok kötü olabilir. Üzülmeye gerek yok arkadaşlar çok kocaman bir dönem daha var önümüzde. Bu dönemde derslerinizi vermeniz dileğiyle. Benim çok iyi 7 tane zayıfım var. Kafanıza takmayın...
Bakan Çubukçu, Turgut Özal Üniversitesi’nde Ödül Törenine Katıldı
| |
Kaynak : www.meb.gov.tr |
10 Aralık 2010 Cuma
Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Erzurum'da
| |
| 09.12.2010 |
|
8 Aralık 2010 Çarşamba
Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu "Beyaz Bayrak Ödül Töreni"ne Katıldı
| |
08.12.2010 | |
|
7 Aralık 2010 Salı
COĞRAFİ KONUM
MATEMATİK KONUM Bir yerin paralel ve meridyenlerden dolayı kazanmış olduğu özelliklere matematik konum adı verilir. geniş bilgi için tıklayın | ÖZEL KONUM Bir yerin bulunduğu yerdeki dağ,deniz, vadi, boğaz ... vb özelliklerden dolayı kazandığı özelliklere özel konum adı verilir |
Coğrafi konum nedir ve coğrafi konumu bilmek neden önemlidir? Bir yerin (ülke, kıta veya coğrafi yer)yeryüzünde bulunduğu alana coğrafi konum denir.Bu bakımdan yeryüzünde herhangi bir noktanın veya sahanın yerini belirtmek açısından küre (geoid) şeklindeki dünyamızın biçimine uygun olarak enine ve boyuna olmak üzere çember şeklinde parçalara ayrılmıştır bu nedenle sabit noktalar tespit edilerek herhangi bir sahanın belirli bir noktaya olan uzaklığı boyutu, alanı, coğrafi konumu şeklinde ifade edilir. Biz bir yerin nerede olduğunu bilmiyorsak karanlıklar içerisinde kalırız. Aradığımız yeri kolaylıkla bulamayız. Bu bizim hem zaman kaybetmemize hem de hedefimize ulaşmamızı zorlaştırır. Örneklerle açıklayacak olursak bir savaş sırasında eğer düşmanın bulunduğu konumu bilmez isek her yere doğru bir saldırı düzenleriz ve boş yere atışlar yapmış oluruz, yine aynı şekilde sınıfta oturduğunuz yeri başka bir okuldan arkadaşınıza anlatırken yine coğrafi konumdan yararlanmış oluruz. Aslında coğrafi konumu günlük yaşam içerisinde farkında olmadan çok sık bir şekilde kullanıyoruz birine yol tarif ederken birine bir şey anlatırken hep bu özelliklerden yararlanıyoruz.
COĞRAFYANIN TANIMI VE KONUSU
Coğrafya, geo(Yer ) ile graphein ( tasvir etmek ) sözcüklerinin birleşmesinden meydana gelmektedir. Coğrafyanın konusu yeryüzüdür. Coğrafyanın konusu içerisine yaşam içerisinde var olan bir çok şey girmektedir. Örneğin çevreyi oluşturan taşküre(litosfer),suküre(hidrosfer),havaküre(atmosfer) ve canlılar küresi ( biyosfer ) coğrafyanın araştırması kapsamına girmektedir.
Coğrafya insanın yaşadığı doğal çevre ile ilişkilerini konu edinen bir bilimdir.Coğrafyanın tanımı yapılırken en çok yapılan hatalardan biri de coğrafyayı sadece bir dağın yüksekliğini bilmek yada bir akarsuyun kaç km olduğunu bilmek sanmaktır. Biraz önce yapılan açıklamadan da anlaşılacağına göre doğal ortam ve bu doğal ortamın etkileri önemlidir. Bir coğrafyacı dağların yüksekliğini tam olarak bilmeyebilir ama o dağın tarım,ulaşım,turizm ve nüfuslanma üzerindeki etkilerini çok bilir.
Coğrafya insanın yaşadığı doğal çevre ile ilişkilerini konu edinen bir bilimdir.Coğrafyanın tanımı yapılırken en çok yapılan hatalardan biri de coğrafyayı sadece bir dağın yüksekliğini bilmek yada bir akarsuyun kaç km olduğunu bilmek sanmaktır. Biraz önce yapılan açıklamadan da anlaşılacağına göre doğal ortam ve bu doğal ortamın etkileri önemlidir. Bir coğrafyacı dağların yüksekliğini tam olarak bilmeyebilir ama o dağın tarım,ulaşım,turizm ve nüfuslanma üzerindeki etkilerini çok bilir.
Coğrafya Biliminin İlkeleri : Her bilim dalının olduğu gibi coğrafyanın da kendine özgü metot ve ilkeleri bulunmaktadır. Coğrafya bir olayı incelerken şu ilkelerden yararlanmaktadır. Bu ilkeler şunlardır ;teor
1. Nedensellik İlkesi : Coğrafi olayların araştırılması sırasında olayların nedenleri sorulmakta ve bunlara yanıtlar aranmaktadır. Örneğin Yağmur nasıl yağmaktadır ? , Deprem neden olan faktörler nelerdir ?
2. Dağılış İlkesi : Coğrafi olayların yeryüzündeki dağılımı incelenmektedir. Coğrafyacı bir olayın sadece nedenini araştırmakla kalmaz bu olayın yeryüzü genelinde dağılımını da incelemektedir. Yukarıda sorulan soruları coğrafyacı şöyle devam eder ; Yağmurun ülkemizdeki coğrafi dağılımı nasıldır ? Türkiye'de depremler hangi sahalarda daha fazladır ? :Dağılış ilkesi sadece coğrafya ya has bir özelliktir.
3. Karşılıklı İlgi İlkesi: Coğrafi olayların birbirleri ile olan bağlantıları da incelenmektedir. Örneğin Yağışın basınçla , sıcaklığın Güneş ışınlarının düşme açısı ile olan ilişkisi ya da Dağlık ve engebelik alanların nüfus ve yerleşme üzerindeki etkileri de incelenmektedir.
Coğrafya Biliminin Yararlandığı Diğer Bilim Dalları :
1. Astronomi : Uzay bilimi
2. Jeoloji : Yer Bilimi
3. Jeofizik : Dünyanın iç yapısının inceleyen bilim dalı
4. Hidroloji : Sular bilimi
5. Meteoroloji: Atmosfer olaylarını inceleyen bilim dalı
6. Kartografya :Harita bilimi
7. Zooloji : Hayvan bilimi
8. Botanik : Bitki bilimi
9. Antropoloji : İnsan bilimi
10. Etnoloji : İnsan ırklarını inceleyen bilim dalı
11. Sosyoloji : Toplum inceleyen bilim dalı
12. Demografi : Nüfus bilimi
Coğrafya incelemiş olduğu konuları göre iki bölüme ayrılmaktadır :
A. Fiziki Coğrafya
a) Jeomorfoloji
b) Klimatoloji
c) Biyocoğrafya
d) Hidrografya
B. Beşeri Coğrafya
C. Ekonomik Coğrafya
A) Bölge Coğrafyası
B) Ülke Coğrafyası
C) Kıta coğrafyası
1. GENEL COĞRAFYA : Fiziki beşeri ve ekonomik olayların yeryüzünün tamamında ayrı ayrı ele almaktadır. Olayların meydana geliş nedenleri ve dağılışları incelenmektedir. Gözlem ve karşılaştırma yapılarak olaylar bir sınıflandırmaya çalışmaktadır. Genel coğrafya incelemiş olduğu konular bakımından üç bölüme ayrılmaktadır.
A) Fiziki Coğrafya : Yüzey şekilleri başta olmak üzere okyanuslar denizler göller ve akarsular gibi su küreyi oluşturan unsurlar da inceleme alanına girmektedir. Fiziki coğrafya denizlince yeryüzünün dış görünümü aklımıza gelmelidir.
Jeomorfoloji ( Yüzey şekilleri bilimi ) : Yeryüzü şekillerinin oluşumlarını araştırır. bunları sınıflandırır. Örneğin Depremlerin meydana gelmesi . akarsuların oluşturmuş olduğu şekiller , buzul ve rüzgarların meydana getirdiği yer şekilleri jeomorfolojinin inceleme alanına girmektedir.
Klimatoloji( İklim Bilgisi ): Yeryüzündeki iklim tiplerini ve bu iklim tiplerinin coğrafi dağılımını incelemektedir. Örnek vermek gerekirse Tropikal iklimi meydana getiren şartlar ve bu iklimin görüldüğü yerler klimatoloji biliminin kapsamı alanına girmektedir.
Biyocoğrafya( Canlılar coğrafyası ) : İnsan hariç yeryüzündeki diğer canlıların ( hayvan ve bitki ) coğrafi dağılışını ve bu bu dağılışı etkileyen fiziki şartları incelemektedir. Örneğin küçük baş hayvanların dağılım alanları ve bu dağılımda etkili olan iklim koşulları ve yer şekillerinin etkisi biyocoğrafyanın konusudur.
Hidrografya ( sular coğrafyası ) : Denizler , göller, akarsular ile yeraltı sularının özelliklerini inceler dağılışlarını açıklar .
B) Beşeri Coğrafya : Yeryüzündeki insan topluluklarının doğal ortamla olan ilişkilerini incelemektedir.
İnsanlara ait tüm özellikler beşeri coğrafyanın konusu içerisinde yer almaktadır. Örneğin İnsanların sayısı , yıldan yıla değişimi bu değişimde etkili olan faktörler , İnsanların yaş cinsiyet , medeni durum, çalışma koşulları , eğitim seviyesi gibi özellikleri beşeri coğrafyanın kapsamı içerisinde yer almaktadır .
C) Ekonomik Coğrafya : İnsanların yapmış olduğu faaliyetler ekonomik coğrafyanın kapsamı içerisinde yer almaktadır. Tarımı etkileyen şartlar , tarım ürünlerinin yetişme şartları , tarım ürünlerinin coğrafi dağılışı yine aynı sanayi , ulaşım, ticaret ve turizmi etkileyen olaylar da ekonomik coğrafyanın kapsamı içerisinde yer almaktadır.
2. YEREL COĞRAFYA : Genel coğrafyanın incelemiş olduğu tüm konular yerel coğrafyanın konuları arasında yer almaktadır. Ancak yerel coğrafya olayları incelerken bir sınır belirtmektedir ve olayları daha dar bir çerçeve de incelemektedir. Örneğin rüzgar oluşumuna neden olan faktörler genel coğrafyanın klimatoloji biliminin kapsamı içerisindedir. Ancak Türkiye'de etkili olan rüzgarlar yerel rüzgarlar yerel coğrafyanın konusuna girer.
Pi SAYISININ TARİHÇESİ
Pi SAYISININ TARİHÇESİ
Kaynaklar pi sayısı için, ilk gerçek değerin, Archimedes tarafından kullanıldığını belirtir. Archimedes; pi sayısının değerini hesaplamak için bir yöntem vermiş ve pi değerini 3+1/7 ile 3+10/71 arasında tespit etmiştir. Bu iki kesrin ondalık sayı karşılığı 3,142 ve 3,1408 dir. Bu iki değer, pi sayısının, bugünkü bilinen gerçek değerine çok yakın olan bir değerdir. Ancak Archimedes'in gençlik yıllarında Mısır'da uzun bir süre öğrenim gördüğü bilinmekte.
Archimedes'in sağlığında İskenderiye'de Öklid'den ders aldığı, Öklid'in de Eski Mısır ve Mezopotamya Babil yöresinde uzun yıllar dolaşan bir matematikçi olduğu, bilinen tarihi bir gerçektir. İskenderiyeli tarihçi Herodot, metrika adlı eserinde pi sayısı için verdiği değer 3,71'dir. Bu değer, İskenderiyeli Heron'dan sonra gelen, eski Yunan ve ortaçağ matematikçileri tarafından farklı değerler kullanılmıştır. İskenderiyeli Heron'un verdiği yaklaşık değerin de, Mezopotamya menşeli olması ve Mezopotamyalılar'dan alınma takribi bir sonucu temsil etmesi muhtemeldir.
Pi sayısı üzerinde, Babilliler'in çok eski zamanlardan beri, kullanılan yaklaşık bir bilgiye sahip oldukları anlaşılmıştır. Genel olarak pi=3 değerini kullanıyorlardı. Bazı tabletlerde pi=3,125 değeri ne de rastlanılmıştır. Aydın Sayılı, adı geçen eserinde, "Mezopotamyalılar'da, idealleştirilmiş çemberlerle üçgenlerdeki geometrik münasebetler aracılığıyla, çözümlenen problemlerde teorikleştirilmiş ve soyutlaştırılmış bir durum mevcuttur" der. Böyle problemlerde sonuç hesaplanırken pi sayısı için, değerinin kullanılmış olduğunu belirtir.
Bu değeri; Mezopotamyalılar takribi sonuçlar için kullanmaktaydılar. Daha iyi yaklaşık sonuçlar elde etmek istedikleri zaman pi=3,125 değerini uygularlardı. Ancak pi sayısının; Mısırlılar'ınkinden ve Susa tabletlerinin gösterdiği değerden oldukça daha iyi bir değeri, ilkin Archimedes tarafından bulunmuştur. Kaynaklar; Mezopotamyalılar, yamuk alanı hesabı ile, silindir ve prizma hacim hesaplarını bildiklerini ve pi için de 3 değerini kullandıklarını belirtir. Fakat eski Babil çağına ait olup, Susa'da bulunmuş olan tabletlerde pi için kabul edilen değerin 3,125 olduğu anlaşılmaktadır.
Bugün bir veya çok bilinmeyenli cebir denklemleriyle çözdüğümüz türden birçok problemlere Babil tabletlerinde rastlanmıştır. Mesela: Bu tablette, bir dikdörtgenin eniyle boyunu veren sayılar birbiriyle çarpılır ve bu sayılar arasındaki fark, bu çarpıma eklenirse 153 elde ediliyor. Aynı sayılar birbirine eklenirse 27 çıkıyor. Bu şeklin eni, boyu ve yüzölçümü nedir sorusu soruluyor ve cevap olarak: 20, 7 ve 140 değerleri veriliyor.
Bu değeri; Mezopotamyalılar takribi sonuçlar için kullanmaktaydılar. Daha iyi yaklaşık sonuçlar elde etmek istedikleri zaman pi=3,125 değerini uygularlardı. Ancak pi sayısının; Mısırlılar'ınkinden ve Susa tabletlerinin gösterdiği değerden oldukça daha iyi bir değeri, ilkin Archimedes tarafından bulunmuştur. Kaynaklar; Mezopotamyalılar, yamuk alanı hesabı ile, silindir ve prizma hacim hesaplarını bildiklerini ve pi için de 3 değerini kullandıklarını belirtir. Fakat eski Babil çağına ait olup, Susa'da bulunmuş olan tabletlerde pi için kabul edilen değerin 3,125 olduğu anlaşılmaktadır.
Bugün bir veya çok bilinmeyenli cebir denklemleriyle çözdüğümüz türden birçok problemlere Babil tabletlerinde rastlanmıştır. Mesela: Bu tablette, bir dikdörtgenin eniyle boyunu veren sayılar birbiriyle çarpılır ve bu sayılar arasındaki fark, bu çarpıma eklenirse 153 elde ediliyor. Aynı sayılar birbirine eklenirse 27 çıkıyor. Bu şeklin eni, boyu ve yüzölçümü nedir sorusu soruluyor ve cevap olarak: 20, 7 ve 140 değerleri veriliyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)