Türk Edebiyati 9

Konuları Ctrl + F  ile arıyabilirsiniz.

Güzel Sanatlar İçerisinde Edebiyatin Yeri ;

Insan oğlu yapısı gereği güzele her zaman meğillidir. Bu nedenle güzelliğin olduğu yerde bir sanat vardır. Bundan hareketle güzel , doğru , iyi ve faydalı kavramlarıyla insan etkinliklerini bir araya getiren nokta sanattır. Devirler değiştikçe insanların bilgi alanlarıda değişmiş. Bu değişim sanatta'da değişimler meydana getirmiş.Bu değişimlere paralel olarakdan. Birçok sanat dalı ortaya çıkmıştır. Güzel , doğru , iyi ve faydalı kavramlarıyla insan etkinliklerini bir araya getiren sanat dallarına örnek ise edebiyat , tiyatro , resim ,sinema , heykel , hat mimari , bale , opera vb. olarak verilebilir.

Insan oğlu herzaman beyenme ve beyenilme arzusu içerisindedir. Bu arzu insanın çevresini güzelleştirme çabası içerisine sokmaktadır. Bu beyenilme arzusunu temelinde güzellik duygusu vardır. Güzellik duygusunda insanı sanat yapmaya düzenli olmaya çevresini güzelleştirmeye yönlendirmektedir.

Güzel Sanatların Temel Nitelikleri ;


Güzel sanatların temeli olan başlıca nitelikler. "Güzellik, Etkileyicilik, Özgünlük, Öğreticilik, Evrensellik ve yaratıcılıktır." Fayda sağlayan eserlerle sanat eserlerinin farkı güzel sanatlar terimi önceleri alet yardımıyla belirli bir el becerisiyle sürdürülen marangozluk , duvarcılık gibi meslek dallarınıda kapsamıştır. Yaratıcılık istemeyen öğrenme yoluyla kazanılıp el becerisiyle geliştirilen alanlarıda ifade etmiştir. Bu alanlardaki eserler aslında bir yarara bir çıkar için yapılır. Zatenzaman içerisinde bunlara zaanat denmeye başlanmıştır. Öyleyse sanatın maddi çıkarı amacı taşıması zaanat termiyle karşılanılır.

 Amacı salt güzellik ve derinlik olan insanda çoşku ve hayranlık uyandiran sanatlara güzel sanatlar denir. Güzel sanatları diğer eserlerden ayıran en önemli özellik insanda çoşlı ve estetik hâz uyandırmasıdır.

 Sanatçı : Maddi güzellik zaanatkar ise yararlılık amacıyla işler marangoz oturulması amacıyla sandalye yapar. Sanatçi ise estetik güzellik amacıyla heykel yapar. Sonuöta sanat zanaattan farklı olarak tektir, biriciktir ve bir yaratıcılığın eseridir.

Güzel Sanatların Doğuşu ;

Insan konuşan eğiten, çalışan, isteyen tavır takınan değerli duyan birlikte yaşayan, devlet kuran, inanç sanat yapan biyolojik ve piskolojik bir varklıktır. Güzel sanatların doğusunda " Insanın veya toplumun kendini ifade etme isteğinin bireysel ve toplumsal ihtiyaçları karşılama çabasının inançların yaşama duygusunun dağcıya şekil ver etkinlikleri" payı vardır.

Güzel Sanatların Sınıflandırması ;

 Herkes kendini farklı şekillerde ifade etmek isteyebilir. Bu istek resim müzik heykel sinema tiyatro şiir şeklinde olabilir. Önemli olan sanatçının iyi şekilde dış dünyayla iletişim kurmasıdır. Bu iletişimde kullanılan mazemeye göre sanat alanları ortaya çıkar. Sesle sözle çızgi ve renkle , taşla , ahşapla vb. mazemelerle sanatçı kendini ifade eder. Oleyse güzel sanatlar sanatın kullandığı malzemeye göre sınıflandırılır.

Sanat Eseriyle Sanatçı Arasındaki İlişki ; 

Sanatçı olmasaydı sanat olmazdı. Sanatçının yaptığı iştir. Sanatçı herkesin duydupunu herkesin gordüğünü herkesin hissettiğini herkesin düşündüğünü farklı şekilde duyan , farklı şekilde gören , farklı şekilde gören , farklı şekilde düşünen , farklı şekilde yorumlayan farklı şekilde yansıtandır. Bunlara kendi yorumunu katandır. Öyleyse sanatçı algıları gelişmiş insandir...

Sanat eseri hiçbir özelleğiyle başka eserlere benzemez.

1) Şiir

2) Heykel
3) Resim
4) Roman

Bütün özellikleriyle diğerlerinden farklıdır. Bu haliyle'de sanat eseri sanatçısını çeşitli yönleriyle temsil eder yansıtır. Her sanat eseri o eserin sanatçısının kendisiyle doğar sanatçı eseriyle aslında kendini ortaya koyar. Bu nedenle sanat eserinin taklit olması mümkün değildir. Bu yüzden sanatçının en temel özelliği yaratıcılıktır.

Bilim İle Güzel Sanatlar Arasındaki Fark ;


  Bilim "Genel konularla ilgilenir" deney ve gözleme istatistik verilere duyararak her zaman her yerde heçerli olan kurallar belirler. Öğretmeyi , bilgilendirmeyi amaçlar. Güzel sanatlar ise yer ve zamana göre değişen "Özel konuları" sezdirici duyultucu bir tutumla ele alınır. Gerçekte değişen olguların arkasında degişmeden kalan " Aşk , ölüm , ayrılık , özlem , yaşama , sevinci gibi evrensel olan verileri işler. Güzel sanatları yaşatanda bu gibi değişmez kalıcı değerlere dayanması ve iyidende öte "güzeli amaçlamasıdır."

Edebiyatin Bilimlerle İlişkisi ;

 Edebiyatında biliminde temelinde insanı fiziki ve ruhsal yapısı , insanla ilişkili olarak dopan tarih , coğrafya toplumsal yapı gibi unsurlar vardır. Bütün bu unsurlar bir edebiyat eserinde edebiyatçının öznel bakış açısıyla estetik bir anlatımla bilimsel çalışmlarda nesnel bir bakış açısıyla ele alınır. Bir edebiyat eseri gerektiğinde diger bilim dallarından ; Örneğin Çanakkale savaşını anlatan bir edebi metin tarihten insanın ruhsal durumunu anlatan bir metin piskolojide hastalıktan bahseden bir metin tiptan yararlanabilir. Bir bilimsel çalışmadada gerektiği bir edebiyatın Göktürk Hitabelerinden sosyoloji bir konuda çalışırken Dede Korkut hikayelerinden yararlanılabılır.
 Edebiyat bilimle karşılıklı etkileşim içindedir. Ama edebiyat ile bilmin amaçları ortak değildir. Bir sanat dalı olarak edebiyat "Güzel , Güzel'i" ararken bilim "Gerçegi Arar".
 Edebiyatiçı eserinde bilimlerden yararlanmakla birlikte ele aldıpı konuyu bikim adamı gibi tarafsız ele almak zorunda değildir. Edebiyat eserinde gerçek hayalle beraber anlatılır bulmacadır.


Edebi Metin Kültür Bilimleri İlişkisi ; 


1) Tarih
2) Sosyoloji
3) Piskoloji
4) Felsefe


1) Tarih ; Edebi metinde sosyal ve siyasi çevre üzerinde durulur. Her türlü insan ilişkilerinden söz  edilir. Edebi metinler ve edebiyatla ilgili konulardaki degişmeyi ortaya konulmasıda gerekir. Bunların incelenmesinde tarihin metodundan yararlanılır. Edebiyat tarihi ; Eser sanatçı edebi olaylara tarihe özgü bakış açısıyla yaklaşır. Onların zaman içindeki yerlerini belirler. Gelişme çizgilerini ortaya koyar. Her edebi metin bir gelenek içinde oluşur. Çünkü hiçbir başarı üretim ve olay birden bire ortaya çıkmaz. Her birinin bir hazırlık dönemi vardır. Bunların incelenmesinde ve değerlendirilmesinde tarihin metotları kullanılır.

2) Sosyoloji ; Sosyoloji metinler sosyal çevrede ortasıda çıkar. Bu sosyal çevrede yaşananlar konuşulup tartışılanlar belirli oranda edebi metinlerde bile etkilidir. Ayrıca sosyal hayatı düzenleyen ilişkiler. Edebi metinlerdeki kişi ilişkilerine model olur. Metnin ortaya çıktığı bağlam ile metin arasında ilişki vardır. Bunun için edebi metni sebep-sonuç ilişkisinin göz onunde tutarak inceleyen ve derlendirmek isteyenlerde bulunmaktadir. Şuphesiz edebi metin ortaya çıktığı sosyal durum edebi metindeki gorunuş ifade ve olaylar anlamayada yardım eder. Edebi metnin temasınında sosyal hayatla ilişkisi unutulmamalıdır. Ayrıca yazarda bir sosyal cevrede varlığını surdurur. Bütün bunlar sosyolojinin konusudur. Bir sosyolok sosyolojinin metotlarıyla edebi metinleri inceler ve değerlendirebilir. Bu konuda edebi metinlerde çok malzeme vardır. Ancak bu malzemenin yorumlanıp dönüştürülerek edebi metinlerde kullanıldığı unutulmamalıdır.


3) Piskoloji ; Doğrudan yada dolaylı olarak gözlenebilen insan ve hayvan davranışlarıını bilimsel tekniklerle inceleyen bilim dalıdır. Edebi metinde yazarının veya başkalarının yaşamlarından izlem taşır. Edebi metinler birazda onu ortaya koyan sanatçının duygu, düşünce ve ruh halini yansıtır. Piskolojik durumuna ait ipuçları taşır. Bu ipuçları apaçık olmadığı için piskolojinin yöntemlerinden  yararlanmak gerekir.

4) Felsefe ; Felsefeyi oluşturan ilkeler gerçeklik ve nedenselliğin araştırmasıdır. Belirli bir konuda yoğun ve sistematik düşünmektir. Genellikle var olur veya iyilik bilgi ğercek ve güzellik konularıyla ilgilenir. Edebi metinler herhangi bir felsefi görüşün savunucusu propakendacısı olamaz. Ancak sanatçı edebi metni ortaya koyarken değişik felsefi görüntülerin etkisinde kalabilir. Bütün bunlar ap açık değilde edebiyat'a özgü bir dille metnin içinde sığdırılmış biçimde olur. Edebi metinde incelenirken felsefeye ait bu verilerin belirlenmesi. Felsefe bilimine hakim olmakla mümkündür.


devami gelicektir. (Kendim yazıyorum...)